Kariyer Hedefi ve Kararlılık

Türkiye’deki tepe yöneticilerinde kadınların oranı eski yıllara göre oldukça artmış durumda, hatta dünyadaki sıralamada Finlandiya, Norveç gibi oranı yüksek ülkelerle yarışıyor. Diğer alt kademelerde ise maalesef oldukça düşük sıralamalarda yer alıyor.

Basamakların tepesine çıkabilmek için genellikle iyi ve kapsamlı bir eğitim almış olmak ön şart, ama bazen piyasanın deneyimli kişileri bu arayı kapatabilecek kapasitede olabiliyor ve tabi yükselme potansiyeliniz kadar, eşit yükselme olanağına izin veren bir kurumda çalışmanız da önemli. Burada çok önemli bir nokta ortaya çıkıyor. “Şirket Seçimi.”

Buna birçok kadın pek dikkat etmiyor. Eğer yapmayı seçtiğiniz işte; bir kurumda çalışmayı planladıysanız ve görev tanımlarınızla ilgili orta ya da uzun vadeli hesaplarınız varsa, öncelikle bunu ortaya koyma fırsatını size tanıyacak şirketleri belirlemek durumundasınız yoksa boşa kürek çekmiş ve yıllarınızı, emeğinizi heba etmiş olursunuz. Bu yüzden çalışacağınız işyerini araştırmanız, orası ile ilgili bilgi toplamanız ve doğru seçim olduğuna karar vermeniz önemli. Eskiden mülakatlarda hazırlanılan sorulardan biri de “Şirketimize neler kazandırabilirsiniz?”di. Şimdi bilinçli çalışanlar şu soruyu da sorabilmeli: “Maaş+Sosyal Haklar dışında şirketinizin bana sunabilecekleri nelerdir? Kariyerime neler kazandırabilirsiniz?” Bu sorular çoğunuza ütopik gelebilir belki ama bu soruyu sormadan  önce elbette onu sorabilme niteliğine kendinizi getirmiş olmanız gerekir. Yani “Şirketimize ne kazandırabilirsiniz?” sorusuna en uygun ve pozitif yanıtı dürüstlükle verebilmiş olmanız… Başka türlü o masada eşitlik sağlayamazsınız.

Kadınların eşit yükselme olanaklarına sahip olduğu sektörlerden en büyüğü bankacılık-finans sektörü görünüyor. Yani “Parayı kazandıran işi alır” zihniyetinin en hızlı görüntülendiği sektör, bu aynı zamanda diğer sektörlerin Satış-Pazarlama birimlerine de yansıyor, yani parayı getiren görevler… Birçok üst düzey yöneticiliğe genelde satış-pazarlama birimlerinden geçiş yapılmıştır. Bu illa aynı şirkette geçişi gerektirmez ama her piyasa kendi içindeki ciddiye alınacak rakiplerini bilir ve takip eder. Doğal olarak da en çok izlenilen bölüm, müşteriyi kazandıran bölümdür. Kazandırdığınız ölçüde de kendinizi ve insiyatiflerinizi ortaya koyma seçeneğinizi elinize alırsınız. Eğer özel sektörde düzenli maaş ve üç-beş yılda bir terfi beklemeye kendini şartlandıran biriyseniz hayal kırıklığına oldukça yakınsınızdır demektir.

Hedefiniz Nedir?

Girişimciler için gerekli olduğu gibi çalışanlar için de her zaman tüm detayları içeren bir iş planı gereklidir. Hedeflediğiniz alana henüz varmamış olsanız bile bir sektör keşif çalışmanız olmalı ki, oraya yaklaştığınızda doğru yollardan ilerleyebilesiniz. Bir bina bu şekilde oluşturulur, bir savaşa bu şekilde hazırlanır, bir deney ya da bir proje bu şekilde yapılır, bir terzi bile elbisesini bu şekilde diker. Bunu bir tür sizin önceden yüklediğiniz ve sürekli güncellediğiniz, hatırlatıcı bir navigasyon cihazı gibi düşünebilirsiniz, bu hem sizin kaybolmanızı önler hem de fırsatları doğru zamanda değerlendirmenize yardımcı olur. Güncellemeniz ise sizin kararlılığınızı gösterir.

Başarılı işkadınlarının hepsinin gözlerinde aynı ifadeyi görürsünüz: Kararlılık.